Stajyer olarak engelli bireylerle 20 gün

Ömer Aktaş
3 min readSep 9, 2022

--

Bugün fiziksel ve zihinsel engellere sahip bireylere yönelik bir rehabilitasyon ve özel eğitim merkezindeki stajımın son günüydü. 20 gün boyunca, her yaş aralığından çeşitli engellere sahip onlarca çocuk veya yetişkinle ve onların aileleriyle sosyalleşme; dahası onları yakından gözlemleme fırsatım oldu. Deneyimlerimi, 4 haftalık kadar kısa bir süreçte bile ne kadar hem mesleki hem de manevi kazanım elde ettiğimi kelimelere tamamen dökmem imkânsız. Ama, stajını taze bitirmiş bir psikoloji öğrencisi olarak özellikle engelli bireylerin ve sonra ailelerin sorunlarıyla alakalı gözlemlediğim kadarıyla iki kelam etmek istiyorum.

1-Dikkatimi çeken ilk nokta, sosyal hayata uymayacağı düşünülen ve toplumdan dışlanan engelli bireylerin doğru adımlar atıldığı takdirde gayet de sosyalleşebileceği oldu. Unutmayın ki zihinsel engeli çok ciddi değilse; otizm, zekâ geriliği veya down sendromu fark etmeksizin bireyler sosyalleşmeye ihtiyaç duyuyor. Nitekim, oldukça da sosyaller, fakat sosyallikleri normal bireyler gibi kompleks kalıplar ve beklentiler çerçevesinde şekillenmiyor. Sadece gerektiği yerde izinsiz başkasına dokunmamak, vurmamak gibi kuralları -gerektiğinde- baskın bir yaklaşımla öğretmek ve yine gerektiği yerde bireyleri kendi haline bırakmak gerekiyor. Kendilerine ait sınırları var ve bunları iyi kavramak oldukça önemli.

2- Engelli bireye sahip aileler fazlasıyla dışlanmış ve yalnız bırakılmış. Engelli bireyin engeline ve şiddetine göre değişebiliyor olsa da aile fertlerinin neredeyse hiç kendilerine ayırabilecek vakitleri yok. Üstelik, veliler kendi çocuklarının toplum tarafından acımayla karışık iki yüzlü bir şükür ve merhamet aletine dönüştürüldüklerinin farkında. Bu nedenle, rahat rahat konuşabilecekleri ve yaşadıkları sıkıntıları paylaşabilecekleri bir sıcaklık/ arkadaş/ akraba ortamına çoğu sahip değil. Fiziksel anlamda yoruldukları gibi manevi anlamda da birçoğu inanılmaz bir yük taşıyor. Çoğunluğu dokunsanız ağlayacak haldeler, fakat ulaşabilecekleri psikolojik destek sınırlı veya yetersiz.

3- Bir diğeri ise bilinçsiz (veya bilinçlendirilmemiş) aileler. Stajım boyunca, çocuğunun iyiliğini düşündüğü için öğretmenlerin dediğinin aksini yaparak kendi evladının gelişimini olumsuz yönde etkileyen ve rehabilitasyon/ eğitim sürecindeki kazanımlarını baltalayan çok fazla veli gördüm. Dahası, bu tarz yaklaşıma sahip ebeveynlere dolaylı/ doğrudan “Bakın böyle yapmayın çocuğunuza zarar veriyorsunuz” denmesine rağmen hareketlerine devam edebiliyor.

4- Her ne kadar staj yaptığım kurum özel eğitimin yanında müzik, drama, spor, bilim, bilgisayar, halı, seramik vb. gibi çeşitli atölyelere sahip olsa da, birçok özel eğitim kurumu yalnızca özel eğitime odaklı. Fakat, gerekirse belediye ve devlet eliyle özel eğitim atölyelerle desteklenmeli (ve ücretsiz olmalı.) Çünkü, atölye dersleri, engelli gruplarda ince ve kaba kas gelişimine katkıda bulunuyor. Ayrıca, engelli bireylerin 3 boyutlu ve soyut düşünmelerini, problem-çözme yeteneklerini, sosyalleşmelerini oyun, spor ve çeşitli zekaya yönelik etkinliklerle geliştirebiliyor.

Staj raporumda ve günlüğümde ayrıntısıyla bahsettiğim/ bahsedeceğim kısımlar olsa da, genel bir özet yapacak olursam bunları söylerdim. Yazıyı hayatım boyunca hatırlayacağım bir staj anısıyla bitiriyorum. Stajımın ikinci haftasında, ileri düzeyde zekâ geriliğine sahip bir öğrenciyle stajyerler olarak drama dersinde oyunlar oynadık, dans ettik ve role-play yaptık. Annesi, öğrencinin o dersten beri özellikle çok mutlu olduğunu ve herkese dans edip oyunlar oynadığımız videoları izlettiğini söyledi. Staj bitene kadarsa bizi her gördüğünde elinden geldiğince koşarak yanımıza geldi ve sarıldı ve bu hayatına dokunabildiğimiz onlarca öğrenciden sadece birisiydi. Gerçekten de birisinin hayatını az da olsa güzelleştirebilmek çok çok özel bir hismiş.

--

--

Ömer Aktaş
Ömer Aktaş

Written by Ömer Aktaş

A psychologist trying to figure out what is going on after graduating from METU

No responses yet